Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde derin derin sohbet ederken, dostlardan biri “ Seda olumsuzlukları ne kadar iyi yönetiyorsun. Bence çok güçlüsün” dedi. Gülümsedim ve dedim ki “ Hayır sadece zayıflıklarımın farkındayım” Zayıf kelimesi bile insanların bakışlarını değiştiren bir kelime. Pek sevilmeyen bir kelime. Çünkü çok az sayıda insanın zayıflıkları, hataları ve güçsüz yanlarıyla yüzleşmeye GÜCÜ var. Bakın güç ve zayıflık aynı cümlede değil mi ?
Bazen herşeyin farkında oluruz biliriz eksiğin nerede olduğunu ama yüzleşmek için atılması gereken o adım en zor adımdır. Çünkü bize hep güçlü olmamız, başarılı olmamız “gerektiği” söylenmiştir. Halbuki doğruya erişmenin yolu hata yapabilmekten geçer. Hata yapmaktan ziyade hatayı kabullenip, hataya iten zayıflığı görebilmektir
Yaptığımız herşeyin, kurduğumuz her cümlenin bir nedeni var. Öylesine olduğu iddia edilse de hiç bir şey öylesine değildir.
Ben uzun yıllardır medya sektöründeyim. Sunuculuk yapıyorum. Ama işim sadece sunmak değil, hikaye anlatmak. Doğru anlatmak. Duygu ile anlatmak. Bu yüzden didaktik değil, lirik bir anlatıma sahip bir sunucu oldum hep.
Bunda da en büyük etken, yolda gördüğüm herşeyi hissetmem. Ben, zayıflıklarımla yüzleşecek kadar güçlüyüm. Gücümün temeli budur.
Bir çok zorluğa bir çok saldırıya bir çok engele hayatın içindemaruz kalabiliriz. Gücümüzün ve zayıflıklarımızın farkındaysak, bunların hepsini aşabiliriz.
Kas geliştirmek gibi düşünün bunu. Zayıf olan kaslar üzerinde spor yaparken daha çok çalışırız. Zayıf olduğumuz yerleri tespit edersek, onları kuvvetlendirebiliriz.
Bu arada sürekli güçlü olmak zorunda da değiliz. Bizler bir süper kahraman değiliz.
İyi haftalar diliyorum.
Seda Çelik
Sunucu / İletişim Danışmanı
Eğitmen
