Ana Sayfa Köşe Yazarları TARLADAN ÇATALA: EKO-GASTRONOMİ

TARLADAN ÇATALA: EKO-GASTRONOMİ

Gastronomiyi yediğimiz ve içtiğimiz her şeyin dâhil olduğu ve yemeğin içine giren her şeyi kapsayan çok geniş bir disiplindir. Gastronominin amacı; mümkün olan en iyi beslenme biçimleriyle insanınkorunması için hareket etmektedir. Gastronomi turizmi de bir ülkenin mutfağının, yemek alışkanlıkları ile birlikte o yöreye özel kültürünü ve tarihini anlatan nesillerden nesile aktarılan kıymetli bir kültür turizm unsurudur. Ancak, yemek kültürü, toplumun içinde bulunduğu dönemin ekonomik ve kültürel yapısındaki değişimlerden etkilendiği gibi artık son dönemlerde iklim değişikliğinden de etkilenmektedir. Çevre kirliliği baskısı, kullanılan pestisit ve antibiyotikler, yapay üretim teknolojileri güvenli ve sürdürülebilir gıdaya erişim konusunda ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle tarladan çatala stratejisi ile sürdürülebilir gıda yönetimi ve gastronomi ilişkisi çok büyük önem kazanmıştır.

Sürdürülebilir Gastronominin tanımına bakıldığında, yemeğin hazırlanma aşamasında hiçbir doğal kaynağın boşa harcanmamasını, bilinçli ürün seçimini ve üretimin gelecekte de çevreye ve sağlığa zararlı olmayacak şekilde devam ettirilmesi anlamı taşıdığını görüyoruz. Doğaya saygılı yollarla üretilen, sağlıklı ve yerel kültüre uygun gıdayı tercih etmenin geleceğimizi büyük ölçüde etkileyecektir.

Güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmak, sürdürülebilir gastronomi ile coğrafi işaretli ürünlerimizi kültürümüzü gelecek nesillere taşımak için önlem almak ve iklim değişikliğine karşı dirençli olmak için,

Doğal kaynakları bolca tüketen ve karbon emisyonu oluşumuna sebep olan sektörlerden biri de Gıda Endüstrisi. Bu endüstrinin sera gazı salınımındaki rolü %25 civarlarında.. Gıda üretimi karbondioksit emisyonlarının da üçte birini oluşturuyor. Tarımsal açıdan bakıldığında da, küresel sera gazı salınımında tarımın ortalama %24’lük bir payı vardır ve son verilere göre bu sektörden kaynaklanan salınım 2050 yılına kadar %50-90 artacaktır.

Beslenme alışkanlığımızın, iklim değişikliği üzerinde ne kadar etkili olduğunu rakamlarla değerlendirecek olursak çarpıcı bilgiler ortaya çıkıyor.

Örneğin; su kullanımı açısından bakacak olursak 1 fincan kahve için harcanan su miktarı 140 litre, 1 kgmuz 860 litre, 100 gramlık çikolata için 1700 litre, 1 dilim ekmek 40 litre, Bir adet sade pizza için 1260 litre, 1kg sığır eti için 15500 litre su harcanıyor.

Bütün bu üretim sonuçlarında, bir de tüketilmeden israf olan gıdalar sebebiyle de doğal kaynaklarımız boşa harcanmaktadır. BM’nin raporuna göre 2019 yılında 931 milyon ton gıda çöpe giderken 690 milyon insan açlıktan etkilenmiştir.