Ana Sayfa Köşe Yazarları KALBİM MALTA

KALBİM MALTA

KALBİM MALTA ‘DA KALDI

Neden Malta’da kaldı.Öncelikle Malta’yı çok beğendim.Evet fiziksel olarak tarihi yapıları korumaları yanısıra derinliği hikayeleri olan ülke ve şehirleri seviyorum.

Malta’da mükemmel hikayeler buldum.Ülke Şövalyeler Adası.İnsanlar sevece. Mekanlar çok iyi korunmuş.Turizm bir ülke politakası haline getirilmiş. Bunların yanısıra Cumhurbaşkanı gayet pozitif ulaşılabilir ve çözüm odaklı.

Denizcilik burada bir yaşam felsefesi .Adaya girdiğiiz andan itibaren insanların güler yüzlü olması ve fiyatların ulaşılabilir olması turistler için gayet cazip bir destinasyon haline getiriyor. Hava desen helva gibi.İstanbul’da kar kış kıyamet,NYC da keza aynı şekilde burada şortla -parmakarası terlik durumu mevcut.

Taksici krizi yok.En uzak mesafe 20 dk.En pahalı yolcukuk 12 Euro. Sistemi indir E cabs alternatifin bas ne ödeyeceğini ne zaman gideceğini bil. Aynı İstanbul ..

Gelelim adanın hikayesi tarihi neden önemli;

1291’de Müslümanların gelişiyle, şövalyelerin kaderi değişti. Rodos’u geri alarak Türklere karşı iki yüzyıl mücadele ettiler ama 1522’de Kanuni Sultan Süleyman Rodos’u ele geçirerek, şövalyeleri adanın dışına sürdü. Yeni bir vatana ihtiyaç duyan şövalyeler 1530’da Kutsal Roma İmparatoru V. Karl’ın verdiği imtiyazlarla Malta’ya yerleştiler. Gelir gelmez ticareti ve sosyal ilişkileri geliştirmeye başladılar, yeni hastaneler yaptılar, en önemlisi de adada güçlü bir kalkınma hareketi başlattılar.

Fakat Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa’nın geçiş yolları üzerinde bulunan Malta’yı da imparatorluk sınırlarına katmak istiyordu. 1565’te güçlü bir donanma ile Malta’ya geldi ve kuşatma başlattı. Kuşatma 4 ay kadar sürdü. Sonunda Sicilya’dan gelen yardımla şövalyeler galip geldiler. Şövalyeler bu savunmayla Güney Avrupa’nın ve Hristiyanlık aleminin güvenini kazandılar. Osmanlılara karşı kazanılan bu zaferden sonra, Malta ve Gozo’yu büyük bir şevkle geliştirmeye başladılar. Adalar, bu dönemde mimarlık, sanat ve kültür açısından altın devrini yaşadı. Malta’daki pek çok görkemli yapı bu dönemin eserlerindendir.Valletta şehri, ismini şövalyelerinbüyük ustası Jean Parisot De La Vallette’den almıştır. Valletta en erken dönem raylı sistemin kullanıldığı şehirlerden biridir.

Eylül 1800’de Malta’nın Fransa’dan özgürlüğüne kavuşmasına yardımcı olmaya gelen İngiliz kuvvetlerinin kuşatmasına kadar Fransızlar gelişlerinden 3 ay sonra ayaklanan halk tarafından Valletta ve Three Cities’in gerilerine sürülmüş ve orada kalmışlardır. Böylece Büyük Britanya filosu Grand Harbour’a girmiş ve 1.5 yüzyıl oradan ayrılmamıştır. Britanya hakimiyetinin Malta tarihinde önemi büyüktür. Fransızların kovulması için Maltalılara yardım eden İngilizler kendilerini adanın hakimi olarak buldular fakat başta toprakları ellerinde tutup tutmamakta tereddütlüydüler.

1802’de yapılan bir anlaşmayla Malta’nın St. John düzenine geri dönmesine karar verilmiş ancak halk eski hükümdarlarına geri dönme taraftarı olmamış ve İngiliz himayesi altında kalmak istemiştir. 1814 Paris Anlaşması’yla Britanya İmparatorluğu’na katılan Malta, Birleşik Krallık için Doğu’ya bir atlama taşı olarak stratejik önemini korumuştur. 21 Eylül 1964 yılında bağımsızlığını ilan eden Malta’da İngiliz kuvvetleri 31 Mart 1979 tarihine kadar varlıklarını korumuşlardır..

Bu kadar tarih dersi ardından burada ne yapmalı ne yemeli nerelere gitmeli derseniz?

*Valette;Özel bir şehir. Mimari açıdan ve Gastronomik açıdan etkilenmemek mümkün değil.

Burada irili ufaklı cafe ve restoran çok özel .

*Elmo kalesi ve savaş müzesi.