Her insanın ilk aşkı vardır ve unutulmazdır ve belki de sonradan bilinçsizce hayatımızda benzer insanları severiz. İşte bunun gibi yaşamımızda İlk tattığımızda aşık olduğumuz yemekler vardır. Anne sütü ile başlar, ölene kadar devam eder. Mesela tattığımız ilk elmanın aroması, kokusu şahanedir. Ya da özellikle büyüklerimizin yaptığı börek ve tatlıların lezzeti hiçbir yerde yoktur. Peki yediğiniz ilk yoğurdu hatırlıyor musunuz? Markasını, şeklini, kaymağını…Gözünüzün önüne geldi mi, kebap mı vardı yanında, yoksa nohut mu? Benim gibi üstüne şeker, reçel mi döküp yediniz? Yoksa sade mi?
Yeni nesil yoğurdu diyet ürünlerle birleştirerek yemeyi seviyor, üstüne yulaf, kinoa, tarçın vb ürünler koyuyor, bu da güzel bir tercih elbette. Nasıl yerseniz yiyin ama yoğurdu mutlaka günde bir öğün tercih edin. Çünkü yoğurt, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu hemen hemen her besini içerir. Sağlıklı dişler ve kemikler için gerekli bir mineral olan çok fazla kalsiyum içerdiği bilinmektedir. Sadece bir fincanı günlük kalsiyum ihtiyacımızın %49’unu karşılar. Özellikle düzenli olarak tüketildiğinde, bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir ve bir hastalığa yakalanma olasılığımızı azaltabilir. Kış aylarında üzerine C vitamini bol meyveler koyarak muhteşem bir öğün haline de getirebiliriz.
Hızla yaşadığımız, günlerin nasıl geçtiğini bilemediğimiz bu çağ bizi fast food gibi çok da sağlıklı olmayan besinlere yönlendiriyor. Halbuki işte, evde ya da okulda yanınıza alacağınız ufak bir yoğurt gününüzü hem güzelleştirir hem de sağlık verir.
Haftanızın neşe ve yoğurt ile geçmesini dilerim.
Ayşen Tüzünataç