Türkiye’ nin ilk Yoğurt müzesi için yazılmış bir kitabın adı Tikveşli’ nin Kızı” Geliri müzeye aktarılacak bir kitap. İçinde hikayeler var ve elbette bir markanın da öyküsünü içeriyor.. Vehbi Koç ‘dan Doğan Vardarlı’ya iş insanlarının tecrübeleri yer alıyor. Ülkenin en büyük sıkıntılarından biri olan kurumsallaşamadan biten şirketlerin öyküsü içinde mevcut.
Çocukluğumuzda olan kaç tane marka şimdi yok? Nedeni elbette çok fazladır ama aile şirketlerinin hazin sonu maalesef içsel nedenler de oluyor. Özellikle Avrupa’ da 4 nesil devam eden aile şirketleri bulunuyor, bizde bildiğim kadarıyla yok. Çünkü bazen babalar kadar çocuklar akıllı olmuyor, bazen de çocuklar çatışırken şirket bitiyor. Aynı trafikteki yol kavgaları gibi… Halbuki ülkenin çok zor şartlarında kurulan şirketler, işler kolaylaştıkça büyümesi gerekir, sizce neden küçülüyor?
Tikveşli’ den söz edecek olursam, Recep Vardarlı Türkiye’nin ilk yoğurdunu yapan ansiklopedilerde de yer alan isim. Oğlu Doğan Vardarlı firmayı büyütüp geliştirip, sonra da Sabancı grubuna sattı. Elbette bu da bir başarı, ancak 3. nesil de devam ettirebilirdi.
Türkiye’ de şirketlerin kurumsallaşması çok zor. Çünkü bizlerde işin önceliği değil de egoların önceliği daha fazla. Kurallar kişilere bağlı değişebiliyor. Sonra da sistemsel sıkıntılar dev şirketleri bile yok edebiliyor.
Kitap bizi çok farklı konularla buluşturdu, eğer kendisi ile de buluşmak isterseniz internet üzerinden alabilirsiniz. Hem ülkenin özellikle mübadele ile oluşan tarihini, hem müzenin hikayesini okuyabilirsiniz, lezzet her zaman yemek değildir, sözcüklerle de harika yemekler yapılabilir….
Ayşen Tüzünataç