SAHNE DİLİ VE EDEBİYATI
Geçtiğimiz günlerde önemli bir etkinliğin davetlisiydim. İşim gereği sürekli sahnedeyim ve aslında sizler eğlenirken ben çalışıyorum😊 Ve bundan çok keyif alıyorum. Ama bu kez de davetli olup tadını çıkartmak istedim. Fakat sahnede ki meslektaşım ki kendisini çok beğenirim.
Sahneye davet etmek istediği biri için …. bey’i sahneye çağıracağım cümlesini duyunca, ‘sahne dili ve edebiyatı’ nı kaleme almaya karar verdim.
Sahne dili; son derece nazik ve kurumsal hitaplar kullanılan bir dildir. Sahnede birini ağırladığımızda, birini sahneye davet ettiğimizde olabilecek en nazik şekilde bunu yapmalıyız. Sahnede olmanın ağırlığını ve önemini yansıtacak bir konuşma dilimizin olması çok önemlidir.
Bir şeyi anlatmanın bin türlü yolu vardır ve onu en iyi şekilde anlatacak olanlar biz konuşma sanatçılarıyız.
Konuşma bir sanat olduğundan; bir sanatçı bilgisi ve donanımıyla bu sanatı en iyi biçimde temsil etmeliyiz.
Göze hitap ve kulağa hitap etmek sahnede olmanın en önemli iki şartı.
Kıyafetlerinizin etkinliğin amacına uygun olması, ütülü olması, pantolon giyiyorsak; diz izlerinin olmaması paça boyunun giyeceğiniz ayakkabı ile uyumlu olması, kullanacağınız aksesuarlarınız, saç modeliniz hepsi bir bütün.
Göze hitap etme kısmı tamam, şimdi kulağa hitap etme kısmına geçelim:
Doğru ses tonu ve hacminde konuşmak. Mikrofona bağırmak sizi enerjik yapmaz. Sadece ses tellerinizi paramparça edersiniz.
Enerji meselesine gelince; izleyicilerden en fazla üç birim yukarıda olmalısınız. Etkinliğin türüne göre enerjiniz ayarlanmalı. Önemli bir iş toplantısında sahnede olacaksanız. Ya da bir markanın basın lansmanında yer alacaksanız; çok yüksek bir enerjiyle sahneye çıkarsanız; hoş karşılanmaz.
Evet; sahnede olmayı bir çok kişi cazip buluyor. Fakat takdir edersiniz ki orada olmak o kadar kolay da değil. Sürekli üzerinde çalışmak ve gelişmek zorundasınız.
Umarım faydalı ve bilgilendirici bir yazı olmuştur.
Anlamlı ve değerli sahnelerde buluşmak dileğiyle
Saygılarımla