Bence bu ikisi ülkenin gelişmişliği açısından önemli bir gösterge .İki tip müzik algısı var .Birincisi neden neyi dinlediğini bilmeyenler ,bir de müzisyenlerin tarzını kültürünü anlayıp hayat felsefeleri ile dinlemeye çalışanlar .Birincisi zaten pop kültürü olarak düşünmek lazım.Sabun köpüğü şeklinde moda olup ortalama 1 ay sonra unutulan şarkılar ve şarkıcılardan bahsediyorum.Diğerinde ise gerçekten klasikleşen müzik ve müzisyenlerden bahsediyorum.
80 ‘li yıllarda Efes harebelerinde ‘’Joan Baez’’ veya ‘’Zamfir ‘’konserlerinde giderken bu kadar kalabalık mı gelmiş diyordum.
Nejat Eczacıbaşı önderliğinde ‘’İzmir Kültür Sanat Vakfı’’ konserlerinde her zaman nitelikli etkinlikler Efes’de başlamıştır.
Sonraları ‘’Pink Martini ‘’Çeşme konserinde sevenleri bu kadar mı az demeye başladım.
Life park Sarıyer konserlerinde hala kalabalık kitle yanımda Okan Bayülgen ile yakışıklı kardeşimiz ;Johnny Depp ‘in ‘’Holllywood Vampires ‘’ grubunu da dinlerken nedense bizim yaş grubundan çok az insan buldum.
Oysa ,Sting,Simply red,Sade ,Mfö,berry White ,öncesi Pink Ployd ,Beatles ,Queen ,Madonna,Geoge Mchael,Leonard Cohen ,Dire Straits,Bob Dylan ,Genesis ,Miles Davis ,Depech mode ,Pet shop boys,Fletwood Mac ,Peter Gabriel ,Steve Wonder,gibi müzisyenler ile büyümüş bir nesil olarak şu anda kaliteli müzik ve grup var mı? sorusunu soruyorum.
Yerli müzisyenlerde ise ;
Önce Ahmet Ertegün (bunu başlı başına gençlerin araştırmasını ve hayat hikayesini film olabileceğini düşünmekteyim .)
70 li yılllarda ise Türkiye ‘ de Zeki Müren gerçeğini masaya yatırmamız lazım derim.
Şu anda Cihangir de LGBT yürüyüşlerinde gerginlikler olurken o dönemde herkes birbirine saygı içinde Zeki Müren şarkıları ile masalara oturup duygulanabiliyor idi .
Sorasında Bülent Ersoy derken gayliğin asaleti olduğu dönemler yaşadık .
Şimdi Murat Övünç çizgisinde arkadaşları sanatçı olarak izleyene izleten kadın matineleri kalitesindeyiz .
Gelelim herkesin sevdiği Türk sanatçı ve gruplarımıza Enbe Orkestrası ,Grup Gündoğarken ,MFÖ,Barış Manço ,Kurtalan Expres,Modern Folk Üçlüsü,5 Yıl önce 10 yıl sonra ,
Sanatçıarımızdan bazıları ,Ajda Pekkan,Ahmet Özhan,Ayla Algan,Alirıza Binboğa ,Ayten Alpman,Bülent Ortaçgil,Coşkun Sabah,Edip Akbayram,Sibel Egemen,Emel Sayın,Erol Büyükburç,Bülent Ersoy,Ferdi Tayfur,Fikret Kızılok,İlham Gencer ,Hümeyra,Muazzez Abacı ,Neco,Nil Burak,Nilüfer,Nükhet Duru,Tnju Okan,Orhan Gencebay,Özdemir Erdoğan,Adnan Şnses,Sezen Aksu ,İbrahim Tatlıses,Zülfü Livaneli ….
Bu isimler bir çırpıda kalbimden dökülenler ,bizim jenerasyonda yerli ve yabancı gerçekten değerli sanatçılar vardı …
Şimdilerde sabun köpüğü şarkılar olduğunda ilgimizi çeken ülkemizde hepimizin bildiği Zeki Müren gibi sanatçılar yok veya var da ben mi bilmiyorum .
Müzik ve kültür, dünyadaki tüm coğrafyalarda birbirleri ile iç içe yaşayan bir doku sergilemektedir. Müzik, içerisinde yaşamakta olduğu kültürel yapının özelliklerini yansıtma işlevini yerine getirirken, içerisinde bulunduğu kültürel yapıyı etkilemekte ve aynı zamanda kendisi de etkilenmektedir.
Geleneksel Türk müziği, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevresinde gelişen olmak üzere ikiye ayrılır. Geleneksel olarak Türk müziği çeşitli ortamlarda şöyle belirir:
- Şehirlerde, saray çevresinde ve konaklarda
- Tekkelerde
Naat, ayin, durak, ilahi, nefes, niyaz
- Köylerde
Türkü, bozlak, uzun hava, zeybek, oyun havası
- Sınır boylarında
- Kışlalarda
Halk müziği ve “klasik” Türk müziği arasında çok önemli bir bağ vardır. Nitekim türkülerin pek çoğunda klasik musiki makamları kullanılmıştır. Aynı şekilde, türkü, köçekçe, oyun havası, sirto, vb. halk musikisi formları klasik Türk musikisinde kullanılmıştır. İsmail Dede Efendi, Şakir Ağa, Şevki Bey gibi büyük klasik musiki bestekârlarının hemen hepsinin halk musikisi formlarını kullandıkları gözlemlenir.
Türkiye’deki kültürel yapı, coğrafi ve tarihî özelliklerin etkisiyle çok zengin ve farklı kültürlerin harmanlanmasıyla oluşmuş; Doğu, Batı, Orta Doğu, Akdeniz ve İslam kültürü gibi renklerle bezenmiş ve bu kültürlerden etkilenmiştir.
Uzun yıllar boyunca değişik kültürleri içinde barındıran Anadolu, Türkiye’deki müzik kültürü oluşumunda tarihi bir altyapı oluşturmuştur.
İslamiyet’in kabulü ile Selçuklu ve Osmanlılarda yaşanılan değişimler, Anadolu ve Yakın Doğu’nun müzik kültüründe önemli bir etki yaratmıştır. Bu nedenle Osmanlı İmparatorluğu 17. yüzyıl ortalarına kadar dünyanın önemli kültür merkezlerinden biri olmuştur.
Sultan II. Mahmut ve Tanzimat Dönemi’yle başlayan yenileşme hareketleriyle dünya tarihinde yaşanan değişimler, 20. yüzyıldaki teknolojik ve sosyal alandaki gelişmeler, Türkiye’deki müzik türlerini ve beğenilerini etkilemiştir. Bununla birlikte toplumsal hayattaki dinî, siyasî, kültürel ve sosyal değişiklikler de Türkiye’deki müzik kültürünü önemli ölçüde etkilemiş, müziğin çeşit, biçim ve form yapılarının ortaya çıkmasını sağlamıştır
Müzik ruhun gıdasıdır.
Bu haftalık beden bu kadar kalın sağlıcakla …