Her geçen yıl sayıları artarak çoğalan gastronomi festivallerinin Türk mutfağının yaşaması, yaşatılması ve piarı için ne kadar değerli olduğu tarşılmaz bir gerçek.
Hâl böyle iken, baştan sona, tepeden tırnağa, ilk gününden son gününü ne tema, içerik ve ilerleyiş çok iyi planlanmalı en ufak ayrıntı ve detaylar çok iyi planlanmalıdır.
Yılda ulusal, uluslararası ellinin üzerinde davet edildiğim ve katılım sağladığım bu tür organizasyonların bir çoğu panayır havasında geçerken iki yıldır tarif ettiğimiz, beklediğimiz, olması gereken seviyede tertip edilmeye başladı.
Öyleki yurtiçinden yurtdışından yüzlerce şef, gurme, gazeteci, editör, turizmci vs misafirin davetli olduğu bu tür etkinlikler büyük bütçelerle ve emeklerle tertip edilirken amaçlanan yeri bulsunlar. Alanlarda il dışından getirilen asla o ilin ürünleri olmayan ve sanayileşmiş ürünleri satan fuar şirketlerinin yerine kadın kooperatiflerine, yerel butik işletmelere, genç girişimcilere ve köy insanımızın özenle ürettiği o mis gibi ürünlerin satışlarının ve tanıtımlarının yapıldığı standların çoğalmasını arzu ediyoruz.
Yemekli tanıtım , lansman ve gala gecesi organizasyonlarında baştan sona menüdeki yiyecekler içecekler o bölgenin o yörenin ürünlerinden olmalı ve oluşturulmalıdır. Misafirlere festival sonrası hediye edilen ürünler içinde aynı şeyleri söyleyene biliriz.
İlaveten genç , öğrenci, ev hanımı şef ve başka bir çok kategorilerde yöresel mutfak yarışmaları proğramlarda çokça olmalıdır.
Son iki yıldır gastronomi festivallerinin içlerinde bu olması gerekenleri artırarak hep üzerine katarak en çok ilerleme sağlayan illerimizden başta AFYONKARAHİSAR ve BURSA yı tebrik ediyorum. Festivaller öncesi çalıştaylarda fikir beyan ederek katkı sağlayan akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine, kültür truzim müdürlüklerine aşçılar Pastacılar derneklerimize ve işleyişi sağlayan tertip komitelerine sonsuz teşekkürler. Daha güzel gastronomi festival lerimizin artarak çoğalması dileklerim ile.
Food EDİTÖR
advisor chef Hüseyin ŞİPAL